İsyancılar Bilge Kağan'a Bir Elçi Yollarlar. ''Bizim Bulunduğumuz Toprakları Bize İade Ederseniz Üstünüze Yürümekten Vazgeçeriz"
Bilge Kağan Bir Satırlık Mektup'la Şöyle Cevap Verir;
''Bir Bak Tarihe, Türk'e Baş Kaldıranların Sonu Ne Olmuş"
Güncel Konular, Yarışma Soruları ve Cevapları, Eğlence, Fıkra, Siyaset, Genel Kültür,Bilgi Yarışması, Anlamlı Sözler
Bu Blogda Ara
30 Ekim 2014 Perşembe
Osmanlı zamanında kapılarda 2 tokmak bulunurdu, biri büyük biri küçük.
Osmanlı
zamanında kapılarda 2 tokmak bulunurdu, biri büyük biri küçük.
-Küçük tokmağa vurulunca ev sahibi anlardı ki kapıyı çalan bir bayandır ve kapıyı evin hanımı açar.. -Büyük tokmağa vurulunca anlaşılırdı ki kapıyı çalan bir erkektir, kapıyı evin erkeği açardı.
-Küçük tokmağa vurulunca ev sahibi anlardı ki kapıyı çalan bir bayandır ve kapıyı evin hanımı açar.. -Büyük tokmağa vurulunca anlaşılırdı ki kapıyı çalan bir erkektir, kapıyı evin erkeği açardı.
27 Ekim 2014 Pazartesi
24 Ekim 2014 Cuma
22 Ekim 2014 Çarşamba
Temel ile Fadime hayvanat bahçesinde dolaşıyorlarmış fıkra
Temel
ile Fadime hayvanat bahçesinde dolaşıyorlarmış. Aslan kafesinin önüne
geldiklerinde kafesin boş olduğunu ve aslan bakıcısını içeriyi
temizlediğini görünce sormuşlar:
-Aslanlar nerede?
Bakıcı cevap vermiş:
-Şimdi aslanların çiftleşme zamanı, 5 saatten önce çıkmazlar.
Bu cevap üzerine Fadime Temel'i dürterek sitem etmiş:
-Duydun mu Temel?
-Temel yüzünü buruşturmuş:
-Duydum Fadime!..
Biraz sonra kaplanların bulunduğu kafesin önüne gelmişler, ama kaplanları göremeyince, orada temizlik yapan bakıcıya sormuşlar:
-Kaplanlar nerede?
Kaplanların bakıcısı cevap vermiş:
-Şimdi kaplanların çiftleşme zamanı, 4 saatten önce çıkmazlar.
Bu cevap üzerine Fadime yine Temel'i dürterek sormuş:
-Duydun mu Temel?
Temel iyice bozularak cevap vermiş:
-Duydum, duydum!..
Gorillerin kafesi önüne gelmişler, ama gorilleri göremeyince, orayı temizleyen bakıcıya sormuşlar:
-Goriller nerede?
Bakıcı izah etmiş:
-Efendim, şimdi gorillerin çiftleşme zamanı 3 saatten önce dışarı çıkmazlar.
Fadime manalı manalı bakarak yine Temel'i dürtmüş:
-Duydun mu Temel?
-Duydum, duydum!..
Biraz sonra geyiklerin bulunduğu kafesin önüne gelmişler, ama geyikler ortada yokmuş. Geyiklerin kafesini temizleyen bakıcıya sormuşlar:
-Geyikler nerede?
Geyiklerin bakıcısı cevap vermiş:
-Şimdi onların çiftleşme zamanı, ama bekleyin; bir iki dakikaya kadar çıkarlar.
Bunun üzerine Temel, Fadime'ye dönerek gururla sormuş:
-Duydun mu Fadime?
Fadime anında cevabı yapıştırmış:
-Duydum, duydum, ama sen de geyiklerin kafasındaki boynuzları gördün mü?
-Aslanlar nerede?
Bakıcı cevap vermiş:
-Şimdi aslanların çiftleşme zamanı, 5 saatten önce çıkmazlar.
Bu cevap üzerine Fadime Temel'i dürterek sitem etmiş:
-Duydun mu Temel?
-Temel yüzünü buruşturmuş:
-Duydum Fadime!..
Biraz sonra kaplanların bulunduğu kafesin önüne gelmişler, ama kaplanları göremeyince, orada temizlik yapan bakıcıya sormuşlar:
-Kaplanlar nerede?
Kaplanların bakıcısı cevap vermiş:
-Şimdi kaplanların çiftleşme zamanı, 4 saatten önce çıkmazlar.
Bu cevap üzerine Fadime yine Temel'i dürterek sormuş:
-Duydun mu Temel?
Temel iyice bozularak cevap vermiş:
-Duydum, duydum!..
Gorillerin kafesi önüne gelmişler, ama gorilleri göremeyince, orayı temizleyen bakıcıya sormuşlar:
-Goriller nerede?
Bakıcı izah etmiş:
-Efendim, şimdi gorillerin çiftleşme zamanı 3 saatten önce dışarı çıkmazlar.
Fadime manalı manalı bakarak yine Temel'i dürtmüş:
-Duydun mu Temel?
-Duydum, duydum!..
Biraz sonra geyiklerin bulunduğu kafesin önüne gelmişler, ama geyikler ortada yokmuş. Geyiklerin kafesini temizleyen bakıcıya sormuşlar:
-Geyikler nerede?
Geyiklerin bakıcısı cevap vermiş:
-Şimdi onların çiftleşme zamanı, ama bekleyin; bir iki dakikaya kadar çıkarlar.
Bunun üzerine Temel, Fadime'ye dönerek gururla sormuş:
-Duydun mu Fadime?
Fadime anında cevabı yapıştırmış:
-Duydum, duydum, ama sen de geyiklerin kafasındaki boynuzları gördün mü?
17 Ekim 2014 Cuma
16 Ekim 2014 Perşembe
ESKİDEN kadınların daha kadın... adamların daha adam olduğu zamanlardı...
ESKİDEN
kadınların daha kadın... adamların daha adam olduğu zamanlardı...
Sevdaların gerçek olduğu zamanlardı...ve sevdalar dille değil yürekle yaşanılırdı... sevdanın hem karası... hemde toprakta bile bitmeyeni vardı...
belki arandığında pek bir şey bulunmazdı... ama dostlar yanında olurdu aramaya gerek bile kalmazdı...
Dostların sırt olduğu, sırtından vurmadığı zamanlardı... insanlar değilde sadece eşyalar kullanılırdı...
bırakın insanları, oyuncaklarla bile oynanmazdı... silah gösterilmez saklanır ve tesbih çekilir ama sallanmazdı... ve herkes hep beraber gülüp, hep beraber ağlardı...her şeyin çok güzel bir tadı vardı...
şimdilerdeki gibi buruk değildi hayatın tadı... mesela yaradan varken bu dünyaya tapılmazdı...
Üç kuruşu değil dünyaları versen adam satılmazdı...
Yine vardı para ama geçmediği yerler vardı... tipine, evine, arabasına değil insanın sadece yüreğine bakılırdı...
hainlerin, kahpelerin, şerefsizlerin az olduğu zamanlardı...
O zamanlar insan olamayanlar baş tacı yapılmazlardı...
eskiydi, belki eskidendi ama kesinlikle yaşanılasıydı ve yaşanmalıydı....
kadınların daha kadın... adamların daha adam olduğu zamanlardı...
Sevdaların gerçek olduğu zamanlardı...ve sevdalar dille değil yürekle yaşanılırdı... sevdanın hem karası... hemde toprakta bile bitmeyeni vardı...
belki arandığında pek bir şey bulunmazdı... ama dostlar yanında olurdu aramaya gerek bile kalmazdı...
Dostların sırt olduğu, sırtından vurmadığı zamanlardı... insanlar değilde sadece eşyalar kullanılırdı...
bırakın insanları, oyuncaklarla bile oynanmazdı... silah gösterilmez saklanır ve tesbih çekilir ama sallanmazdı... ve herkes hep beraber gülüp, hep beraber ağlardı...her şeyin çok güzel bir tadı vardı...
şimdilerdeki gibi buruk değildi hayatın tadı... mesela yaradan varken bu dünyaya tapılmazdı...
Üç kuruşu değil dünyaları versen adam satılmazdı...
Yine vardı para ama geçmediği yerler vardı... tipine, evine, arabasına değil insanın sadece yüreğine bakılırdı...
hainlerin, kahpelerin, şerefsizlerin az olduğu zamanlardı...
O zamanlar insan olamayanlar baş tacı yapılmazlardı...
eskiydi, belki eskidendi ama kesinlikle yaşanılasıydı ve yaşanmalıydı....
15 Ekim 2014 Çarşamba
9 Ekim 2014 Perşembe
8 Ekim 2014 Çarşamba
Elalemi ayıplarıyla anan bir kimsenin senden de, teşekkürle bahsedeceğini zannetme! Şeyh Sadi Şirazi
Elalemi ayıplarıyla anan bir kimsenin senden de, teşekkürle bahsedeceğini zannetme!
Şeyh Sadi Şirazi
Şeyh Sadi Şirazi
7 Ekim 2014 Salı
Gücenmiş olmalı KISSADAN HİSSE
Vaktiyle bir derviş, nefisle mücadele makamının sonuna gelir.
Meşrebin usulünce bundan sonra her türlü süsten, gösterişten arınacak, varlıktan vazgeçecektir. Fakat iş yamalı bir hırka giymekten ibaret değildir.
Her türlü görünür süslerden arınması gereklidir... Saç, sakal, bıyık, kaş; ne varsa hepsinden...
Derviş, usule uygun hareket eder, soluğu berberde alır.
- Vur usturayı berber efendi, der.
Berber dervişin saçlarını kazımaya baslar. Derviş aynada kendini takip etmektedir. Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır. Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri.
Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atarak:
- Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye kükrer.
Dervişlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz gerek. Kaideyi bozmaz derviş. Ses çıkarmaz, usulca kalkar yerinden.
Berber mahcup,fakat korkmuştur. Ses çıkaramaz.
Kabadayı koltuğa oturur, berber traşa baslar.
Fakat küstah kabadayı tıraş esnasında da sürekli aşağılar dervişi, alay eder:
"Kabak aşağı, kabak yukarı."
Nihayet traş biter, kabadayı dükkandan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelir. Kabadayı şaşkınlıkla yol ortasında kalakalır.
Derken, iki atın ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri demir karnına dalıverir. Kabadayı oracığa yığılır, kalır. Ölmüştür. Görenler çığlığı basar.
Berber ise şaşkın, bir manzaraya, bir dervişe bakar, gayri ihtiyarî sorar:
- Biraz ağır olmadı mi derviş efendi?
Derviş mahzun, düşünceli cevap verir:
- Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki kabağın bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!..
Meşrebin usulünce bundan sonra her türlü süsten, gösterişten arınacak, varlıktan vazgeçecektir. Fakat iş yamalı bir hırka giymekten ibaret değildir.
Her türlü görünür süslerden arınması gereklidir... Saç, sakal, bıyık, kaş; ne varsa hepsinden...
Derviş, usule uygun hareket eder, soluğu berberde alır.
- Vur usturayı berber efendi, der.
Berber dervişin saçlarını kazımaya baslar. Derviş aynada kendini takip etmektedir. Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır. Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri.
Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atarak:
- Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye kükrer.
Dervişlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz gerek. Kaideyi bozmaz derviş. Ses çıkarmaz, usulca kalkar yerinden.
Berber mahcup,fakat korkmuştur. Ses çıkaramaz.
Kabadayı koltuğa oturur, berber traşa baslar.
Fakat küstah kabadayı tıraş esnasında da sürekli aşağılar dervişi, alay eder:
"Kabak aşağı, kabak yukarı."
Nihayet traş biter, kabadayı dükkandan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelir. Kabadayı şaşkınlıkla yol ortasında kalakalır.
Derken, iki atın ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri demir karnına dalıverir. Kabadayı oracığa yığılır, kalır. Ölmüştür. Görenler çığlığı basar.
Berber ise şaşkın, bir manzaraya, bir dervişe bakar, gayri ihtiyarî sorar:
- Biraz ağır olmadı mi derviş efendi?
Derviş mahzun, düşünceli cevap verir:
- Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki kabağın bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!..
6 Ekim 2014 Pazartesi
Size kan zahmet ter ve gözyaşı vadediyorum sözü hangi siyasetçiye aittir?
Size kan zahmet ter ve gözyaşı vadediyorum sözü hangi siyasetçiye aittir?
İşaret dili öğretilen şempanze Washoe bakıcısı bebeğinin vefat ettiğini söyleyince hangi kelimeyi işaret etmiştir?
İşaret dili öğretilen şempanze Washoe bakıcısı bebeğinin vefat ettiğini söyleyince hangi kelimeyi işaret etmiştir?
Şaşırmak
Anlamamak
Bilmek
Ağlamak
Cevap: Ağlamak
Şaşırmak
Anlamamak
Bilmek
Ağlamak
Cevap: Ağlamak
Hangi okyanusta beyaz köpek balıklarının düzenli olarak buluştuğu ve "Beyaz köpekbalığı Cafe" olarak adlandırılan bir bölge vardır?
Hangi okyanusta beyaz köpek balıklarının düzenli olarak buluştuğu ve "Beyaz köpekbalığı Cafe" olarak adlandırılan bir bölge vardır?
Cevap: PASİFİK OKYANUSUNDA
Cevap: PASİFİK OKYANUSUNDA
Hamburg Edinburg gibi Avrupadaki birçok şehir adında görülen burg eki ne anlama gelmektedir?
Hamburg Edinburg gibi Avrupadaki birçok şehir adında görülen burg ekinin anlamı nedir?
Kale
Ülke
Orman
Meydan
Cevap: KALE
Kale
Ülke
Orman
Meydan
Cevap: KALE
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)