Çocuk eve gelip babasına : “baba, matematik hocamız seni görmek
istiyor” der. Babası “ne oldu?” diye sorar. “7 kere 9 kaç eder diye
sordu, ben de 63 dedim. Ardından 9 kere 7 kaç diye sordu, ben de
arasındaki fark ne a. koyim dedim.” der.
babası; “arada ne fark varmış ki?” der babası ve kabullenir : “peki giderim”
Ertesi gün çocuk eve gelir ve sorar “baba gittin mi okula?”
“henüz değil” der babası.
çocuğu da “o zaman geldiğinde beden öğretmenini de görmen lazım” der.
“neden” diye sorar babası.
“bugün beden dersinde, sol kolumu kaldırmamı istedi. kaldırdım. sağ
kolumu kaldırmamı istedi, kaldırdım. sonra sol ayağımı kaldırmamı
istedi, yaptım. sonra da sağ ayağımı kaldırmamı istedi; ben de “şeyimin
üzerinde mi durucam?” dedim.
Güncel Konular, Yarışma Soruları ve Cevapları, Eğlence, Fıkra, Siyaset, Genel Kültür,Bilgi Yarışması, Anlamlı Sözler
Bu Blogda Ara
komik fıkralar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
komik fıkralar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9 Şubat 2018 Cuma
4 Şubat 2018 Pazar
İlk Doğum
Genç stajyer doktor çok heyecanlıdır. İlk defa bir doğuma girecek ve doğumu o yaptıracaktır. Hocası da bir köşede onu izleyecektir.
Her şey harika gitmiş doğum sorunsuz tamamlanmıştır. Stajyer hocasının görüşünü almak için hemen yanına gider. “Hocam nasıldı?” “Evet güzeldi, ama bir dahakinde çocuk doğduktan sonra annenin değil, çocuğun poposuna şaplak vur.”
22 Aralık 2013 Pazar
Gözüne Visine Damlattım Doktor FIKRA
Doktor, hastabakıcı Temel'i çağırdı..
"Yarın ava gidiyorum, ama muayenehane kapansın istemiyorum. Sen hastalarla ilgilen. Ben arada arar, kontrol ederim" dedi..
"Merak etmeyin doktor" dedi, Temel.
Doktor ertesi gün akşama doğru telefon etti..
"Ne var ne yok?.."
"Üç hasta geldi bugün.. ilkinin başı ağrıyordu, aspirin içirdim."
"Harika Temel" dedi, doktor..
"ikincisinin midesi yanıyordu.. Talcid verdim.."
"Bravo.. Bravo Temel.. Harikasın!.. Ya üçüncü?.."
"Doktor, masada oturuyordum. Kapı çarparak açıldı, içeri fırtına gibi bir kadın girdi. Alev alev yanıyor gibiydi. Hızla soyundu, üstünü tamamen çıkardıktan sonra muayene masasının üzerine yattı ve bağırdı: 'Bana yardım et. Beş yıldır erkek yüzü görmedim"
"Eee. Sen ne yaptın, Temel?"
"Gözüne visine damlattım doktor!" :)))))
"Yarın ava gidiyorum, ama muayenehane kapansın istemiyorum. Sen hastalarla ilgilen. Ben arada arar, kontrol ederim" dedi..
"Merak etmeyin doktor" dedi, Temel.
Doktor ertesi gün akşama doğru telefon etti..
"Ne var ne yok?.."
"Üç hasta geldi bugün.. ilkinin başı ağrıyordu, aspirin içirdim."
"Harika Temel" dedi, doktor..
"ikincisinin midesi yanıyordu.. Talcid verdim.."
"Bravo.. Bravo Temel.. Harikasın!.. Ya üçüncü?.."
"Doktor, masada oturuyordum. Kapı çarparak açıldı, içeri fırtına gibi bir kadın girdi. Alev alev yanıyor gibiydi. Hızla soyundu, üstünü tamamen çıkardıktan sonra muayene masasının üzerine yattı ve bağırdı: 'Bana yardım et. Beş yıldır erkek yüzü görmedim"
"Eee. Sen ne yaptın, Temel?"
"Gözüne visine damlattım doktor!" :)))))
21 Aralık 2013 Cumartesi
Senin baban Başrahip Jones FIKRA
Pederin
biri apandist ameliyatı olmak için hastaneye yatmış.Bu esnada doğum
yapmak üzere bir hayat kadını acile gelmiş ve doğum yapmış..Doktorlara
"Ne olur bu çocuğa bakın,ben onu büyütemem! " demiş ve hemşire yanında
yokken hastaneden kaçmış.
Doktorlar ne yapalım diye düşünürlerken akıllarına bir fikir gelmiş.Bebeği rahibe kakalamak.
Ameliyatından sonra rahip kucağında çocuğu görünce şok olmuş.Ama ben erkeğim falan dese de doktorlar ona bunun bir mucize olduğunu,erkek olmasına rağmen doğum yaptığını söylemişler.
Peder de çocuğu alıp büyütmüş.Çocuk ona yıllarca "baba","baba" dedikçe rahibin yüreği sızlıyormuş.Bir gün dayanamamış ve çocuğu bi kenara çekmiş.
-"Yavrum bak ben senin baban değil,annenim...Senin baban başrahip Jones."
Doktorlar ne yapalım diye düşünürlerken akıllarına bir fikir gelmiş.Bebeği rahibe kakalamak.
Ameliyatından sonra rahip kucağında çocuğu görünce şok olmuş.Ama ben erkeğim falan dese de doktorlar ona bunun bir mucize olduğunu,erkek olmasına rağmen doğum yaptığını söylemişler.
Peder de çocuğu alıp büyütmüş.Çocuk ona yıllarca "baba","baba" dedikçe rahibin yüreği sızlıyormuş.Bir gün dayanamamış ve çocuğu bi kenara çekmiş.
-"Yavrum bak ben senin baban değil,annenim...Senin baban başrahip Jones."
Teksastan Bir Beyinsizi Aldık Beyaz Saraya Koyduk FIKRA
Bir ingiliz doktor diyor ki :
-"Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini
alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz."
Alman doktor diyor ki :
-" Bu hiç birşey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada şavaşa hazır hale getiririz."
Amerikalı doktor da diyor ki ;
-" Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldık ve beyazsaraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor. " ;)
-"Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini
alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz."
Alman doktor diyor ki :
-" Bu hiç birşey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada şavaşa hazır hale getiririz."
Amerikalı doktor da diyor ki ;
-" Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldık ve beyazsaraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor. " ;)
20 Aralık 2013 Cuma
Benim Elbiselerin Üzerine Bırakın FIKRA
Kadın göğsünden rahatsızmış ve bir röntgen mütehassısına gitmiş. Doktor
:
- soyunun lütfen....demiş.
- Kadın : doktor bey ben utanırım ışıkları kapatabilir misiniz acaba? diye sormuş. Neyse doktor ışıkları kapatmış beş dakika sonra kadın sormuş:
- Doktor bey elbiselerimi nereye koyayım?
Doktor demiş:
- Benimkilerin üzerine.... :))
- soyunun lütfen....demiş.
- Kadın : doktor bey ben utanırım ışıkları kapatabilir misiniz acaba? diye sormuş. Neyse doktor ışıkları kapatmış beş dakika sonra kadın sormuş:
- Doktor bey elbiselerimi nereye koyayım?
Doktor demiş:
- Benimkilerin üzerine.... :))
Biraz önce top patladı duymadın mı FIKRA
Tilkinin orucu
Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağacın dalında asili bir geyik budu... görür.
Açtır ama şüp...helenir kontrol etmeye baslar ve görür ki bu bir tuzak.
Geyik budu bir iple bombaya bağlıdır.
Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu görür ve yatan tilkiyi de tabi…
Tilkiye sorar ‘ne yapıyorsun dostum’
Tilki cevap verir ‘hiç… Yatıyorum’
-Burada bir but var
-Evet var
-Neden yemedin
Tilki sakince cevap verir;
‘BU GÜN ORUCUM’
Kurt kendinden emin;
‘Ben yiyeyim o zaman’
Tilki ‘Buyur afiyet olsun’ der.
Kurt buta uzanır uzanmaz bir patlama, ortalık toz duman, kurt yaralı, hareketsiz, 10 metre uzakta, perişan halde yatarken tilki sakince budu yemeye başlar.
Bunu gören kurt;
‘LAN SEREFSIZ HANI ORUCTUN’
Tilki pişkin pişkin;
‘Biraz önce top patladı duymadın mı ? :))
19 Aralık 2013 Perşembe
Her gece Zeytinburnu- Sofya yapmaktan anam ağlıyor FIKRA
Adamın biri arkadaşına derdini anlatmaya başlamış.
Sabahları uykumdan hep daha yorgun kalkıyorum uykumdan bir şey
anlamıyorum."
"Nasıl oluyor bu?"
"Yastığa yatar yatmaz geçiyorum direksiyonun başına. Tırı sürüyorum
Zeytinburnu'na, tek başıma yüklüyorum. Sonra da Sofya ya kadar gidip
orada yine ben boşaltıyorum. Tam tır boşalıyor ben uyanıyorum.
Haliyle çok yorgun oluyorum bu böyle 3 aydır her gece devam ediyor."
Arkadaşı onu bir tanıdık doktora yollar adam doktorada derdini
anlattıktan sonra doktor ona "gece yatıp tırı kullanmaya
başladığında Florya benzinliğe gel ben orada herşeyi halledeceğim"
der.
Akşam adam uykuya dalar yine tırı kullanmaya başlar bu sırada
doktorun söyledikleri aklına gelir ve benzinliğe gider gerçekten de
doktor oradadır.Yanına yanaşır ve doktor ona:
"Bundan sonra tır benim der adamı aşağı indirir kendi direksiyona
geçer ve oradan uzaklaşır. Adam uyanır artık bu dert ten kurtulmuş
ve mutludur. Derken bir gün yolda o başka bir arkadaşına rastlar
perişan bir haldedir arkadaşı:
"Hayırdır neyin var?"
"Sorma uyku problemim var" demiş ve anlatmaya başlamış.
"Yastığa yatar yatmaz etrafımı güzeller kaplıyor bir onunla
sevişiyorum bir bununla sabaha kadar belki on kızla sevişiyorum
uyandığımda da yorgun uyanıyorum" demiş.
Öbür adam "Benimde senin ki gibi bir problemim vardı şu doktora git
derdini anlat beni kurtardı seni de kurtaracaktır" demiş ve
ayrılmışlar.
Bir kaç hafta sonra adam yine aynı arkadaşını görmüş ama bu sefer
daha da perişanmış adam.
"Rahatsızlığın geçmedi mi?"
"Hayır daha da fazlalaştı."
"O doktora gitmedin mi?"
"Bırak o şerefsizi yahu!"
"Ne oldu anlatsana..."
"Şerefsiz doktora gittim derdimi anlattım. Dediklerini yaptım. İbne,
aldı kızları benden, verdi altıma bir tır. Her gece
Zeytinburnu - Sofya yapmaktan anam ağlıyor."
Sabahları uykumdan hep daha yorgun kalkıyorum uykumdan bir şey
anlamıyorum."
"Nasıl oluyor bu?"
"Yastığa yatar yatmaz geçiyorum direksiyonun başına. Tırı sürüyorum
Zeytinburnu'na, tek başıma yüklüyorum. Sonra da Sofya ya kadar gidip
orada yine ben boşaltıyorum. Tam tır boşalıyor ben uyanıyorum.
Haliyle çok yorgun oluyorum bu böyle 3 aydır her gece devam ediyor."
Arkadaşı onu bir tanıdık doktora yollar adam doktorada derdini
anlattıktan sonra doktor ona "gece yatıp tırı kullanmaya
başladığında Florya benzinliğe gel ben orada herşeyi halledeceğim"
der.
Akşam adam uykuya dalar yine tırı kullanmaya başlar bu sırada
doktorun söyledikleri aklına gelir ve benzinliğe gider gerçekten de
doktor oradadır.Yanına yanaşır ve doktor ona:
"Bundan sonra tır benim der adamı aşağı indirir kendi direksiyona
geçer ve oradan uzaklaşır. Adam uyanır artık bu dert ten kurtulmuş
ve mutludur. Derken bir gün yolda o başka bir arkadaşına rastlar
perişan bir haldedir arkadaşı:
"Hayırdır neyin var?"
"Sorma uyku problemim var" demiş ve anlatmaya başlamış.
"Yastığa yatar yatmaz etrafımı güzeller kaplıyor bir onunla
sevişiyorum bir bununla sabaha kadar belki on kızla sevişiyorum
uyandığımda da yorgun uyanıyorum" demiş.
Öbür adam "Benimde senin ki gibi bir problemim vardı şu doktora git
derdini anlat beni kurtardı seni de kurtaracaktır" demiş ve
ayrılmışlar.
Bir kaç hafta sonra adam yine aynı arkadaşını görmüş ama bu sefer
daha da perişanmış adam.
"Rahatsızlığın geçmedi mi?"
"Hayır daha da fazlalaştı."
"O doktora gitmedin mi?"
"Bırak o şerefsizi yahu!"
"Ne oldu anlatsana..."
"Şerefsiz doktora gittim derdimi anlattım. Dediklerini yaptım. İbne,
aldı kızları benden, verdi altıma bir tır. Her gece
Zeytinburnu - Sofya yapmaktan anam ağlıyor."
Evet ama artık bundan utanmıyorum FIKRA
Adam bara gider bir kadeh içki ister. Barmen içkiyi uzatır, adam bir
yudum alır ve kalanını barmenin suratına fırlatır. Barmen çok kızar, tam
yakasına yapıştığı sırada adam yalvarmaya başlar:
- "Çok üzgünüm. Bende bir hastalık var; işte böyle, ne zaman bara gidip içki istesem, hep içimden bir yudum alıp kalanını barmenin suratına fırlatmak geliyor. Çok utanıyorum ama kendime engel olamıyorum, üzgünüm."
Barmen çok anlayışlıdır.
- "Üzüldüm" der. "Benim tanıdığım iyi bir psikiyatrist var annem ve kızkardeşim de ona gidiyorlar, size adresini yazayım onu bir görün, çok iyidir..."
Adresi yazıp adama verir. Altı hafta sonra adam tekrar bara gelir ve bir kadeh içki ister. Barmen:
- "Nasılsınız? Size söylediğim doktora göründünüz mü?" der. Adam:
- "Evet evet" dedikten sonra bir yudum alıp yine kalanını barmenin suratına fırlatır. Barmen şok olur.
- "Anlaşılan o da işe yaramamış" diye çıkışır.
- "Hayır" der adam, "aksine, bana çok faydası oldu." Barmen köpürür:
- "Ama yine bir yudumdan sonrasını suratıma fırlattınız!" Adam:
- "Evet.." der. "Ama artık bundan utanmıyorum."
- "Çok üzgünüm. Bende bir hastalık var; işte böyle, ne zaman bara gidip içki istesem, hep içimden bir yudum alıp kalanını barmenin suratına fırlatmak geliyor. Çok utanıyorum ama kendime engel olamıyorum, üzgünüm."
Barmen çok anlayışlıdır.
- "Üzüldüm" der. "Benim tanıdığım iyi bir psikiyatrist var annem ve kızkardeşim de ona gidiyorlar, size adresini yazayım onu bir görün, çok iyidir..."
Adresi yazıp adama verir. Altı hafta sonra adam tekrar bara gelir ve bir kadeh içki ister. Barmen:
- "Nasılsınız? Size söylediğim doktora göründünüz mü?" der. Adam:
- "Evet evet" dedikten sonra bir yudum alıp yine kalanını barmenin suratına fırlatır. Barmen şok olur.
- "Anlaşılan o da işe yaramamış" diye çıkışır.
- "Hayır" der adam, "aksine, bana çok faydası oldu." Barmen köpürür:
- "Ama yine bir yudumdan sonrasını suratıma fırlattınız!" Adam:
- "Evet.." der. "Ama artık bundan utanmıyorum."
İki vakte kadar bir yol görünüyor FIKRA
Adamcağız, hemoroitten öyle
çekmiş ki... Derken biri kahve telvesi sür deyince, bir yerlerden kahve
bulmuş. Bol bol koyup pişirmiş. Sonra da avuçladığı gibi sürmüş. Sürmüş
ama... Ağlaya sızlaya doktora koşmuş. Soyunmuş, eğilmiş. Doktor da
eğilmiş, bakarken...
Hasta sormuş :
-Ne var doktorcuğum? Ne gördün?
-Vallahi iki vakte kadar bir yol görünüyor. Birde uzun boylu birinden toplu para alacaksınız. Haaa Bir de mektup var. :)))
Hasta sormuş :
-Ne var doktorcuğum? Ne gördün?
-Vallahi iki vakte kadar bir yol görünüyor. Birde uzun boylu birinden toplu para alacaksınız. Haaa Bir de mektup var. :)))
17 Aralık 2013 Salı
Trafiği Tıkayan Yaşlı Teyze FIKRA
Amerikada
E-22 nolu karayolunda, devriye görevi yapan bir trafik polisi
arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Bu aracı radarla
incelemiş ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda bu aracın tam 22
km./saat'le gittiğini farketmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş ve aracı
durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş.
Aracın peşinden gidip durdurmuş, birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var.
Polisi görünce yaşlı sürücü:
- Memur bey çok mu hızlı gidiyordum? diye endişe ile sormuş.
Polis demiş ki; hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadarıyla 22 km. hızla gidiyorsunuz.
Yaşlı teyze: Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hıza uymak istedim!
Polis: teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda minimum 50 km hızla gitmelisiniz.
Kadın tamam, bundan sonra hızlanacağım demiş. Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Sonunda sormaya karar vermiş sürücüye.
Teyzeciğim birşey sorabilir miyim? Bu arkada oturan kişilerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi!
Kadın şöyle cevap vermiş:
-Valla ben de anlamadım, 160 nolu karayolundan çıktığımızdan beri böyleler.
Aracın peşinden gidip durdurmuş, birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var.
Polisi görünce yaşlı sürücü:
- Memur bey çok mu hızlı gidiyordum? diye endişe ile sormuş.
Polis demiş ki; hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadarıyla 22 km. hızla gidiyorsunuz.
Yaşlı teyze: Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hıza uymak istedim!
Polis: teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda minimum 50 km hızla gitmelisiniz.
Kadın tamam, bundan sonra hızlanacağım demiş. Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Sonunda sormaya karar vermiş sürücüye.
Teyzeciğim birşey sorabilir miyim? Bu arkada oturan kişilerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi!
Kadın şöyle cevap vermiş:
-Valla ben de anlamadım, 160 nolu karayolundan çıktığımızdan beri böyleler.
Yaşlı Bir Adam Sperm Testi Yaptırmak İçin Doktora Gitmiş FIKRA
Bir gün 75 yaşında bir ihtiyar sperm testi yaptırmak için doktora gider. Doktor adama bir kavanoz verir ve:
- "Bunu doldurup yarın bana getirin" der...
Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve boş olduğunu görür ve sebebini sorar. İhtiyar anlatmaya başlar:
- "Doktor bey, dün gece sağ elimle denedim olmadı, sol elimle denedim gene olmadı. Karımı çağırdım, o da sağ ve sol elleriyle denedi, ağzıyla denedi önce dişini çıkararak sonra dişini takarak denedi gene olmadı. Baktık olacak gibi değil komşunun karısını çağırdık o da iki elini ve ağzını denedi gene olmadı, deyince doktor kendini tutamamış:
- "Naaptınız, komşunun karısını da mı çağırdınız" diye sormuş.
İhtiyar yanıtlamış:
- "Napalım, açamadık şu lanet kavanozu bir türlü.":)))
- "Bunu doldurup yarın bana getirin" der...
Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve boş olduğunu görür ve sebebini sorar. İhtiyar anlatmaya başlar:
- "Doktor bey, dün gece sağ elimle denedim olmadı, sol elimle denedim gene olmadı. Karımı çağırdım, o da sağ ve sol elleriyle denedi, ağzıyla denedi önce dişini çıkararak sonra dişini takarak denedi gene olmadı. Baktık olacak gibi değil komşunun karısını çağırdık o da iki elini ve ağzını denedi gene olmadı, deyince doktor kendini tutamamış:
- "Naaptınız, komşunun karısını da mı çağırdınız" diye sormuş.
İhtiyar yanıtlamış:
- "Napalım, açamadık şu lanet kavanozu bir türlü.":)))
Birden Dedem Geldi de Aklıma FIKRA
85 yaşından da bir adam doğum hanenin kapısında beklemektedir.
Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
Doktor- "içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"
Adam- "Evet, eşim.”
Doktor- "Ama bayan 25 yaşlarında..."
Adam- "Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"
Doktor- "Yoo, aklıma benim dedem geldi de."
Adam- "Nesi varmış dedenizin?"
Doktor- "Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı.
Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı.
Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye.
Kendisi Israr etti ve hazırlandı.
E, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline.
Ben de kendisiyle gittim.
Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük.
Dedim ya, dedem yaşlı.
Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti.
Geyik o anda vurulup yere düştü...
"Adam- "Olur mu, başkası vurmuştur onu."
Doktor- "Ben de onu demeye çalışıyorum işte..
başkası vurmuştur..
Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
Doktor- "içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"
Adam- "Evet, eşim.”
Doktor- "Ama bayan 25 yaşlarında..."
Adam- "Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"
Doktor- "Yoo, aklıma benim dedem geldi de."
Adam- "Nesi varmış dedenizin?"
Doktor- "Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı.
Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı.
Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye.
Kendisi Israr etti ve hazırlandı.
E, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline.
Ben de kendisiyle gittim.
Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük.
Dedim ya, dedem yaşlı.
Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti.
Geyik o anda vurulup yere düştü...
"Adam- "Olur mu, başkası vurmuştur onu."
Doktor- "Ben de onu demeye çalışıyorum işte..
başkası vurmuştur..
Ya Habibi Artık Damarlarımda Yahudi Kanı Dolaşıyor FIKRA
Zengin bir arap kalp ameliyatı geçirecekmiş.Doktorlar ameliyat sırasında bir tedbir olarak bir miktar kan depolamak istemişler.
Ama bu arab'ın kanı çok nadir bir kan imiş.
Bütün dünya yı arayıp taramışlar ve sonunda Kudüs'te yaşayan bir yahudide bu kanın olduğu anlaşılmış.Yahudi kanı vermeyi kabul etmiş ve ameliyat yapılmış.
Ameliyattan hemen sonra zengin arap,kendisine kan veren Yahudiye teşekkürleri ile beraber müthiş bir otomobil ve bir milyon dolar para göndermiş.
Bir kaç ay sonra arab'ın bir kere daha ameliyet olması icap etmiş.
Doktorlar yine Yahudi'yi aramışlar ve Yahudi'de tekrar kan vereceğini söylemiş.
Arap yine ameliyat edilmiş. Ancak bu defa kendisine kan veren Yahudi'ye bir teşekkür notu ile bir kutu Şam baklavası yollamış. Çok daha kıymetli hediyeler ve para bekleyen Yahudi bu işe çok bozulmuş.
Kan verdiği arap zenginine bir telefon açıp, neden bu kadar cimri davrandığını sormuş.Arap kahkahalar atarak şu cevabı vermiş:
- Ya habibi, gözümün nuru. Artık damarlarımda Yahudi kanı dolaşıyor!
Ama bu arab'ın kanı çok nadir bir kan imiş.
Bütün dünya yı arayıp taramışlar ve sonunda Kudüs'te yaşayan bir yahudide bu kanın olduğu anlaşılmış.Yahudi kanı vermeyi kabul etmiş ve ameliyat yapılmış.
Ameliyattan hemen sonra zengin arap,kendisine kan veren Yahudiye teşekkürleri ile beraber müthiş bir otomobil ve bir milyon dolar para göndermiş.
Bir kaç ay sonra arab'ın bir kere daha ameliyet olması icap etmiş.
Doktorlar yine Yahudi'yi aramışlar ve Yahudi'de tekrar kan vereceğini söylemiş.
Arap yine ameliyat edilmiş. Ancak bu defa kendisine kan veren Yahudi'ye bir teşekkür notu ile bir kutu Şam baklavası yollamış. Çok daha kıymetli hediyeler ve para bekleyen Yahudi bu işe çok bozulmuş.
Kan verdiği arap zenginine bir telefon açıp, neden bu kadar cimri davrandığını sormuş.Arap kahkahalar atarak şu cevabı vermiş:
- Ya habibi, gözümün nuru. Artık damarlarımda Yahudi kanı dolaşıyor!
12 Aralık 2013 Perşembe
Elektroşok FIKRA
Cennete kabul odasının kapısı çalınır, görevli melek kapıyı açar, içeri bir adam girer. Melek:
— Buyurun.. derken.
Adamın:
-- Efendim ben.., demesiyle kaybolması bir olur..
Aradan çok geçmez, kapı tekrar vurulur. Melek kalkar kapıyı açar, bakar ki aynı adam:
— Esasında şimdi... demesiyle ve yine kaybolur..
Bir iki dakika sonra yine kapı vurulur, yine aynı adam, daha ağzını açmadan kaybolunca, melek kızar:
— Yeter ama! Kardeşim dalga mı geçiyorsunuz benimle?..
Adam giderek uzaklaşan bir sesle:
— İnanın niyetim o değil efendim. Aşağıda beni hayata döndürmek için doktorun biri bana elektroşok yapıyor..!
— Buyurun.. derken.
Adamın:
-- Efendim ben.., demesiyle kaybolması bir olur..
Aradan çok geçmez, kapı tekrar vurulur. Melek kalkar kapıyı açar, bakar ki aynı adam:
— Esasında şimdi... demesiyle ve yine kaybolur..
Bir iki dakika sonra yine kapı vurulur, yine aynı adam, daha ağzını açmadan kaybolunca, melek kızar:
— Yeter ama! Kardeşim dalga mı geçiyorsunuz benimle?..
Adam giderek uzaklaşan bir sesle:
— İnanın niyetim o değil efendim. Aşağıda beni hayata döndürmek için doktorun biri bana elektroşok yapıyor..!
11 Aralık 2013 Çarşamba
Köydeki İmamın Kabahati FIKRA
Bir
köyde imam namaz kıldırırken osurur ve çok utanır. Utancından köyü terk
eder... Başka bir köyde imamlık yapmaya başlar. Bu köyde yaklaşık 15
sene imamlık yapar. Bir gün nasılsa beni unutmuşlardır deyip imamlık
yaptığı eski köye gitmeye karar verir.
Köyün girişine geldiğinde bir çocuk görür. Çocuğa sen beni tanıyor musun diye sorar. Çocuk tanımıyorum der. İmam içinden iyi beni unutmuşlar der. Tam giderken iyi de acaba bu çocuk beni hatırlayacak yaşta mı ki, diye düşünüp çocuğa:
- Sen kaç yaşındasın? diye sorar.
Çocuk:
- Ben kaç yaşında olduğumu tam bilmiyorum ama annem imam osurduktan 2 ay sonra doğduğumu söylüyor!... :))))
Köyün girişine geldiğinde bir çocuk görür. Çocuğa sen beni tanıyor musun diye sorar. Çocuk tanımıyorum der. İmam içinden iyi beni unutmuşlar der. Tam giderken iyi de acaba bu çocuk beni hatırlayacak yaşta mı ki, diye düşünüp çocuğa:
- Sen kaç yaşındasın? diye sorar.
Çocuk:
- Ben kaç yaşında olduğumu tam bilmiyorum ama annem imam osurduktan 2 ay sonra doğduğumu söylüyor!... :))))
10 Aralık 2013 Salı
Yağmurlu ve Fırtınalı Bir Gece MÜLAKAT SORUSU
Saygın
bir firmada yönetim işe girmek isteyenlere bir soru sormuş ve soruya en
uygun cevabı veren kişiyi işe almışlar. Bu soruda doğru veya yanlış
cevap diye bir şey yok sadece düşünce sistemi önemli.
Soru şu:
Karanlık yağmurlu bir gece yağmur yağıyor fırtına var gök gürlüyor ve siz sabaha karşı 02.00' de tek başınıza ıssız bir yolda araba ile gitmektesiniz. Arabanız iki kişilik. Biraz ilerde otobüs durağında 3 kişi bekliyor.
Birincisi bir doktor sizi daha önce geçirdiğiniz kalp krizinden kurtarmış.
İkinci kişi çok yaşlı ve hasta neredeyse ölmek üzere olan birisi. Üçüncüsü hayatinizin rüyası her zaman tanışmak için can attığınız birisi.
Hava gittikçe kötüleşiyor ve arabanızda sadece bir kişiye yer var.
Böyle bir durumda ne yapardınız?
Soruyu iyice düşünün ve en iyi cevabı verin.
(cevap vermeden alt bölümlere geçmeyin.)
Görüşmecilerden bazılarının cevabı şöyle olmuş:
A. Hasta adamı en yakın hastaneye götürürdüm.
B. Doktor daha önce hayatımı kurtardığına göre onu alırdım.
C. Manen düşünürsem tabi ki hasta adamı alırdım fakat kendi geleceğim ve hayatım için her zaman tanışmak istediğim hayatımın rüyasını alırdım.
Burada doğru veya yanlış cevap diye bir şey yok sadece her bir kişinin durumu algılayışı ve ele alisi var
Bu görüşmede cevapların % 90' i "yaşlı adamı alırdım" olmuş; ama sadece bir kişiyi işe almışlar.
O kişinin cevabı acaba nasılmış?
(Biraz düşünün ve sonra aşağısını okuyun.)
Arabadan inip anahtarı doktora veririm doktor benim hayatımı kurtardığı gibi yaşlı kişiyi de hastaneye yetiştirip iyileştirebilir.
Böylece ben de hayatımın insanıyla otobüs durağında baş başa kalıp onu tanıma fırsatını elde edebilirim.
Bu cevapla o kişi hemen işe alınmış.
İnsanoğlu tabii olarak bencildir bütün verilen diğer cevaplarda kimse arabasını vermeyi akıl edememiş..
Soru şu:
Karanlık yağmurlu bir gece yağmur yağıyor fırtına var gök gürlüyor ve siz sabaha karşı 02.00' de tek başınıza ıssız bir yolda araba ile gitmektesiniz. Arabanız iki kişilik. Biraz ilerde otobüs durağında 3 kişi bekliyor.
Birincisi bir doktor sizi daha önce geçirdiğiniz kalp krizinden kurtarmış.
İkinci kişi çok yaşlı ve hasta neredeyse ölmek üzere olan birisi. Üçüncüsü hayatinizin rüyası her zaman tanışmak için can attığınız birisi.
Hava gittikçe kötüleşiyor ve arabanızda sadece bir kişiye yer var.
Böyle bir durumda ne yapardınız?
Soruyu iyice düşünün ve en iyi cevabı verin.
(cevap vermeden alt bölümlere geçmeyin.)
Görüşmecilerden bazılarının cevabı şöyle olmuş:
A. Hasta adamı en yakın hastaneye götürürdüm.
B. Doktor daha önce hayatımı kurtardığına göre onu alırdım.
C. Manen düşünürsem tabi ki hasta adamı alırdım fakat kendi geleceğim ve hayatım için her zaman tanışmak istediğim hayatımın rüyasını alırdım.
Burada doğru veya yanlış cevap diye bir şey yok sadece her bir kişinin durumu algılayışı ve ele alisi var
Bu görüşmede cevapların % 90' i "yaşlı adamı alırdım" olmuş; ama sadece bir kişiyi işe almışlar.
O kişinin cevabı acaba nasılmış?
(Biraz düşünün ve sonra aşağısını okuyun.)
Arabadan inip anahtarı doktora veririm doktor benim hayatımı kurtardığı gibi yaşlı kişiyi de hastaneye yetiştirip iyileştirebilir.
Böylece ben de hayatımın insanıyla otobüs durağında baş başa kalıp onu tanıma fırsatını elde edebilirim.
Bu cevapla o kişi hemen işe alınmış.
İnsanoğlu tabii olarak bencildir bütün verilen diğer cevaplarda kimse arabasını vermeyi akıl edememiş..
9 Aralık 2013 Pazartesi
8 Aralık 2013 Pazar
Benim Babam Daha Hızlı FIKRA
Çocuklar oturmuş birbirlerine babalarının ne kadar "hızlı" olduğunu anlatıyorlar.. Birinci çocuk:
- Benim babam ok attıktan sonra koşup hedefe oktan önce varıyor...
- O da birşey mi, demiş ikinci cocuk... Benim babam tabancasını ateşliyor ve hedefe kurşundan önce yetişiyor...
- Ohoo, demiş üçüncü çocuk... Benim babam devlet hastanesinde doktor... Mesai 5'de bitiyor benim babam 3:30'da eve yetişiyor, ne habeeer ... :))))
- Benim babam ok attıktan sonra koşup hedefe oktan önce varıyor...
- O da birşey mi, demiş ikinci cocuk... Benim babam tabancasını ateşliyor ve hedefe kurşundan önce yetişiyor...
- Ohoo, demiş üçüncü çocuk... Benim babam devlet hastanesinde doktor... Mesai 5'de bitiyor benim babam 3:30'da eve yetişiyor, ne habeeer ... :))))
Kötü Haber FIKRA
Sonunda o meşum gün gelir çatar. Doktor hastasına o güne değin yapılan
tahlillerin Sonuçlarını açıklayacaktır. "Size bir kötü, bir de daha kötü
haberim var," der doktor. "Önce kötü haberi vereyim. Test sonuçlarına
göre 24 saatlik ömrünüz kalmış." Adam yıkılır. "Hayır olamaz. Buna
inanamıyorum... Fakat, fakat bundan daha kötü nasıl bir haber olabilir?"
Doktorun yanıtı kısa olur: "Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)