Cânü Gönülden "Bismillah" Desen Deniz Yol Olur.
Vaktiyle Eminönü civarinda ayakkabi tamirciligi (eskici) yapan fakir (çok az gelirli) kanaatkar bir zât varmis. Bu zât günlük kazanciyla geçinir ve son derece helâl kazançla evine yiyecek-içecek götürürmüs.
Bir gün bu zât, Eminönü'ndeki Yeni Câmi'de namazdan sonra vaaz dinler. Kürsüde vaaz veren hoca efendi, va'zinda "Her kim cân-ü gönülden, inanarak (Bismilâhirahmânirrahim) dese ve deniz üzerinden yürüse deniz yol olur. Allâhü Teâlâ kuvvet ve kudret sahibidir. Kendisine kalbden bagli olanlara yardim eder. Lutf ve ihsanda bulunur" der.
Bu vaazi kendinden geçerek, cân-ü gönülden dinleyen eskici zât aksam olunca kulübesini kapatir. Evine gitmek üzere Sarayburnu'na gelir. Evi de Üsküdar'da imis. Üsküdar'da otururmus. Ve " Bismilâhirahmânirrahim " diyerek adimini denize atmis. Yürüyerek evine varmis. Kapiyi çalmis. Hanimi kapiyi açmis. Karsisinda kocasini görünce: Hayrola efendi. Bugün erken geldin der. Adam olanlari anlatir.
—"Aman efendi" der. O hoca efendiyi yarin evimize davet et. Aksam üzeri hoca efendiyle beraber gelin. Sakin ha unutma diye rica eder.
Ayakkabi tamirciligi yapan zât, ertesi gün hoca efendinin vâzunasihatini dinledikten sonra hocanin elini öper. Ve hocam sizden bir ricam olacak, kabul buyurulur mu? der. Hoca efendi: "Hay hay evlâd basimin üstüne" der. Saglam inançli, isi (ameli) temiz saf Müslüman eskici zât:
—Efendim, bu aksam yemegini bizim fakir-hâ-nede lütfeder misiniz? Refikam (hanimim) çok rica istirham etti. "Mutlaka Hoca efendiyi bu aksam getir bir fakir çorbasi içirelim. Elini öpüp duasini alalim" dedi der.
Hoca efendi ile beraber Sarayburnu'na (Gülhane parkinin kösesine) gelirler. Haydi bakalim hoca efendi; " Bismilâhirahmânirrahim " der adimini denize atar. Ayakkabi tamircisi hiç sagina soluna bakmadan hem yürür, hem de: Hocam Allah sizden razi (hosnut) olsun. Bu duayi ögrettiniz de kolayca evime gidip gelebiliyorum. Ayrica Üsküdar'a geçerken kayiga verdigim para da bize kaliyor diyerek hocaya dua ve tesekkür ederek denizden Kizkulesine dogru yaklasir. Hoca efendiden ses gelmeyince, arkasina dönüp bakar. Bir de ne görsün; hoca efendi sahilde bekliyor. Ayakkabi tamircisi zât: Aman hocam! Niye bekliyorsunuz? Buyursaniza. Hoca efendi Ayakkabi tamircisine el ederek: Gel gel der. Adamcagiz geri gelir. Acaba hoca efendi gitmekten vaz mi geçti? diye korkarak:
—Aman hocam elini ayagini öpeyim! Neden buyur muyorsunuz? Bu duayi dün siz söylediniz. Sizden ögrendim: "Besmelenin faziletini" Siz dediniz. Kim ki, kalpten inanarak: " Bismilâhirahmânirrahim " dese deniz yol olur demistiniz der. Hoca efendi;
— Evet, evlâd! Ben dedim. Ve hem de dedigim gibidir. Fakat buraya gelince mel'un seytan beni aldatti. Ansizin: Acaba?., dedim. Acaba demeden adimimi atip seninle yürüseydim, seninle gelirdim. Ama artik sendeki saglam imân bende yok. Bir kere süphe (kusku) girdi içime. Acaba dedim. Artik gelemem batarim dedi.
Güncel Konular, Yarışma Soruları ve Cevapları, Eğlence, Fıkra, Siyaset, Genel Kültür,Bilgi Yarışması, Anlamlı Sözler
Bu Blogda Ara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder