ÜCRET
Soguk bir kis gecesinde eve dönerken, kaldirimin ortalik yerinde duran genç bir adama rastladim. Derin derin soluk aliyor ve düsmemek için yanindaki elektrik diregine sariliyordu. Bir vitrine bakiyormus gibi yaparak göz ucuyla onu seyrettim. Otuzbes-kirk yaslarinda olmaliydi ve üstü basi da bir sarhostan beklenmeyecek kadar temizdi. Yanindan geçenlerden bazilari yüksek sesle konusarak içki içmenin kötülügünden bahsediyor, bazilari da sadece alayli gülümsemelerle yetiniyordu. Yolun bosalmasini kolladiktan sonra yavasça yanina sokularak:
-Iyi misiniz? diye sordum. Bir ihtiyaciniz var mi?
Zorlukla arayabildigi dudaklarindan iniltiye benzeyen tek bir kelime çikabildi:
-Hastayim…
Düsmemesi için bir kolunu beline dolayarak taksi beklemeye koyuldum. Aksam vakitlerinde kesilen kar yagisi tekrar baslamis, yavas yavas beyazlanmaya baslayan yollarda birbiriyle yarisan sokak köpeklerinin disinda bir hayat emaresi kalmamisti.
Gece yarisini geçtigimiz için araba bulmaktan ümidimi kestigim sirada, yanimda bir taksi duruverdi. Soföre durumu anlatarak acele etmemiz gerektigini söyledim. Hastamizi zor da olsa arka koltuga yatirarak hastahanenin yolunu tuttuk ve verilen serum tamamlanana kadar iki saate yakin bir süre basucunda bekledik.
Nöbetçi doktor, hastayi en azindan donmaktan kurtardigimizi ifade ediyor, kendine gelmekte olan genç adam ise henüz konusamadigi için, sadece gözlerimizin içine bakip gülümsemekle yetiniyordu. Daha sonra onu soförle birlikte tekrar arabaya bindirip evine götürdük. Hastamizin esi, onun sik sik seker komasina girdigini bildiginden müthis bir panige kapilmis ve 5-6 yaslarindaki yavrusunu da alip sokaga firlamisti.
Bizi görünce kosarak yanimiza geldiler ve büyük bir sevinçle kucaklastilar. Saatler süren yorgunlugumuz bir anda kaybolmus, bize nasil tesekkür edecegini sasiran o ailenin mutlulugu karsisinda gözlerimiz dolu dolu olmustu. Ellerimize sarilarak bizi ugurladiklarinda, soföre borcumun ne kadar oldugunu sordum. Bana fark ettirmeden gözyaslarini silmeye çalisirken:
-Borçlu degil alacaklisin dostum, dedi. Böyle bir iyilige beni de ortak etmekle borcunu zaten ödemistin. Ama belki de yirmi yildir aglamayi unutan bu adama bu güzel duyguyu hatirlattigin için alacakli duruma düstün. O mert adamla kucaklasip helallesirken, artik gecenin ayazini duymuyor ve evime yürüyerek gitmek istiyordum. Kim bilir? Belki de yolumun üzerinde yardimimi bekleyen bir insan daha bulabilirdim.
Güncel Konular, Yarışma Soruları ve Cevapları, Eğlence, Fıkra, Siyaset, Genel Kültür,Bilgi Yarışması, Anlamlı Sözler
Bu Blogda Ara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder