12 Kasım 2013 Salı

YANKI Kıssadan Hisse

Bir gün bir baba oğlunun elinden tutar ve birlikte ormanda yürüyüşe çıkarlar. Dağın eteklerine vardıkları sırada çocuğun ayağı bir kütüğe takılır, yere düşer ve can acısıyla derin bir “ahh” der. Dağlardan bir “ahh” daha işitilir. Çocuk ilk kez karşılaştığı bu durum karşısında hayretler içindedir. Ayağa kalkar ve dağa doğru seslenir: “Kim var orda, sen de kimsin?” Dağdan aynı cümleler tekrar edilir. Ne olduğunu anlamak istercesine çocuk biraz hayret biraz hiddetle babasına döner. Baba; “dinle bak” der ve dağa doğru seslenir: “Sen muhteşemsin!”, “Sen çok güzelsin!” Dağ bu çağrıya aynı sözlerle karşılık verir. Merakı daha da artan çocuk sorar:“Baba bu da nedir?” Babanın cevabı mükemmeldir: 
“Bak oğlum, bu bizim sesimizin dağa çarpıp bize geri dönmesidir. Buna “yankı” denir. Aslında bu hayatın ta kendisidir. Sen hayata nasıl seslenirsen hayat da sana öyle ses verir!” Başta aile içi olmak üzere tüm ilişkilerimizde kullandığımız dil ve üslubumuz, sergilediğimiz tavır ve davranışlarımız tıpkı bumerang gibidir. Ne kadar uzağa fırlatılsa da, aradan uzun zaman geçse de mutlaka bize geri döner.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder