Çok
uzak bir adada yaşayan güzeller güzeli Ahtapot ve çok yakışıklı bir
akrep birbirlerine aşık olmuşlar. Fakat ikisi de birbirinden
korkuyormuş. Ahtapot akrepten onu zehirli iğnesiyle sokar diye , akrep
ise Ahtapotun uzun kolları onu boğar diye. Fakat daha
fazla dayanamayarak ikisi de birbirlerine kollarını uzatmışlar. Ahtapot
ben kötü ihtimalle bir kolumu veririm, nasıl olsa yerine yenisi gelir,
diye düşünmüş. Akrep ise; Onun için kendimi feda edebilirim, demiş.
Birbirlerini çok seviyorlarmış. O kadar mutlularmış ki bütün hayvanlar
çok kıskanıyormuş onları...
Zamanla
akrepten sıkılmaya başlamış ahtapot, aklında açık denizler varmış hep.
Oralara gidip başka hayvanlarla tanışmanın hayalini kuruyormuş.
Güzelliğini bu şekilde geçirmemek için okyanuslara doğru yüzmeye
başlamış. Terk edilen akrep günlerce sahilde onun dönmesini beklemiş.
Ardından çok ağlamış fakat göz pınarları olmadığı için, hep içine akmış
göz yaşları. Okyanusların en güzel sularında süzülen ahtapot yeni yerler
gördükçe işte gerçek mutluluk diye düşünüyormuş içinden. Akrebi çoktan
unutmuş. Derken birden bir balıkçı ağına dolanmış olarak bulmuş
kendisini. Kurtulmaya çalıştıkça daha çok dolanıyormuş. Onu gemiye
çekmişler. Balıkçılar ahtapotun kollarını kesip geri denize atmışlar.
Kesilen kollarıysa içki masalarında meze olarak kullanılmak üzere bir
restorana satılacakmış.
Canı
çok yanan ve ne yapacağını bilemeyen ahtapot eski aşkı akrebe dönmeye
karar vermiş fakat kolları olmadığı için yüzemiyormuş artık. Terk edilen
akrepse onsuz olmaktansa ölmeyi tercih etmiş ve zehirli iğnesiyle
kendisini sokmuş. Diğer hayvanlardan yardım isteyen ahtapot akrebe
ulaşmak üzereymiş. Akrebin yanına vardığında ise akrebi ölmek üzereyken
yakalamış. Akrep son nefesini verirken, "evet işte ben bu güzellik için
kendimi feda ettim" demiş içinden. Gerçek aşkının akrep olduğu anlamış
ahtapot. Ama artık ne ahtapotun onu saracak kolları kalmış, ne de
akrebin onu tekrar sevebilecek kalbi... :((
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder