- "Herkes ne ederse kendine yine kendi kendine"... der dururdu.
Söylediği sözü herkes duyar fakat anlayan anlar, anlamayanlar da alay ederdi.
Günlerden bir gün bu teyzenin alaycı komşusu:
- Ben sana öyle bir iş edecem ki, bak da gör bakalım; Kendime mi ediyorum sana mı?
Hemen planını yapar ve işe koyulur.
Büyük bir leğende hamur yoğurup gözleme yapar, yaptığı gözlemenin birine zehir koyarak yaşlı teyzeye götürür verir. Yapılan plandan bihaber olan yaşlı teyze:
-Sağol kızım Allah razı olsun der, alıp içeri girer.
Fesat komşu da, teyze zehirlendiğinde evde bulunmamak için
yaptığı gözlemeleri alıp ailesiyle birlikte pikniğe gider.
Bir süre sonra yaşlı teyzenin kapısı çalınır. Hay Allah kim geldi? acaba deyip kapıyı açar ve bakar ki: Komşunun askerdeki oğlu, ailesine sürpriz yapmak için haber vermeden izine gelmiş.
- Gel yavrum gel. Anan gil evde yoklar, pikniğe gittiler.
- Vallaha mı?
- He evladım. Bugün gözleme yaptılar sonra da gittiler.
- Ohh gözleme yaptılar demek. Geleceğim içine mi doğmuş anamın, ben de pek severim gözlemeyi.
- Dur oğlum sen şimdi sabırsızlanırsın, bana da getirdiler, aha bak burda, al bunu ye, yorgunsun sana bi de çay demleyim iç, iyi bir dinlen.
- Asker gözlemeyi yer, çayı içemeden uyuya kalır.
Teyze onun üstüne bişeyler örtüp, rahat uyusun diye dışarı çıkar. Bir süre sonra komşusunun piknikten geldiğini gören teyze, oğullarının geldiğini onlara haber verir. Onlar da teyzenin halâ ayakta olmasına şaşırırlar. Oğullarının geldiğine çok sevinen
komşu:
- Hani nerde oğlumuz? diye sorar. "Çok yorgundu, sizin bana getirdiğiniz gözlemeyi ona yedirdim, çayını bile içemeden uyuya kaldı yavrucak" dediği anda çığlık kıyamet koparırlar. Feryat figan içinde ağlamaya başlarlar.
Zavallı yaşlı teyze:
- Gız anam noldu ki? Bağrışıp çığrışıyorsunuz, oğlan içerde yatıyor dedim ya, Allah allah deeeerr ve kimseden bir cevap alamaz.
İşte o zaman fesat komşu anlar ki: Teyzeye oynadıkları oyun dönüp dolaşıp kendilerine mâl olmuştur.
"Herkes ne ederse kendine yine kendi kendine."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder